Arabuluculuk Anlaşma Belgesinin Hukuki Niteliği
Alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk, hukuk sistemimize 2012 yılında girmiştir. Arabuluculuk sürecinde hedeflenen; uyuşmazlık konusu olayın mahkemeye taşınmadan, taraflar arasında anlaşma sağlanarak çözülmesidir. Arabuluculuk süreci zorunlu ve dava şartı olabileceği gibi ihtiyari de olabilir; dava şartı olan hallerde arabulucuya gitmeden açılan davalar usul yönünden reddedilecektir. İhtiyarı arabuluculukta ise taraflar dava konusu olay mahkemeye taşınmadan arabulucu yöntemiyle çözmek istemektedirler. Nitekim ihtiyari arabuluculukta başarı oranı istatistiklere göre %97 oranındadır.
Arabuluculuk sürecinin sonunda, arabulucu tarafından bir karar verilmez. Arabulucunun görevi tarafları uyuşturmaya çalışmak, anlaşmalarını sağlamaktır. Bu kapsamda, sürecin sonunda taraflar anlaşırsa anlaşma belgesi hazırlanırken, anlaşamazlarsa uyuşamama yani anlaşamama belgesi hazırlanır. Dava şartı olarak kabul edilen arabuluculuk süreci, işçi alacaklarından doğan uyuşmazlıklarda söz konusuyken yeni düzenleme ile beraber ticari uyuşmazlıklar bakımından da dava şartı haline gelmiştir. Yazımızda, tarafların anlaşması durumunda hazırlanan anlaşma belgesinin hukuki niteliği ele alınacaktır.
Tarafların anlaşması üzerine hazırlanan belge Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18. maddede düzenlenmiştir. Maddeye göre; tarafların anlaşınca anlaşmanın niteliklerini barındıran bir belge hazırlamalıdır. Bu belgede anlaşma şartları açık ve anlaşılır bir şekilde belirtilmeli, arabulucu ve tarafların imzası bulunmalıdır. Anlaşma belgesi, dava öncesinde arabulucunun bulunduğu sulh hukuk mahkemesinden; dava sırasında arabuluculuk süreci başlatılmışsa, davanın görüldüğü mahkemeden icra edilebilir şerhi alınmadığı müddetçe mahkemede bir davaya konu olamaz. İcra edilebilir şerhini aldıktan sonra anlaşma belgesi ilam niteliğini kazanacak; ilamlı icraya konu edilebilecektir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin E. 2016/25300 K. 2016/21744 ve 08.12.2016 tarihli kararında, icra edilebilirlik şerhi talebi sonrası mahkemenin incelemesi gerekli olan hususlara değinmiştir.
“Somut uyuşmazlıkta davacı şirket vekili davalı işçi ile işçi alacaklarının belirlenmesi ve ödenmesine ilişkin arabulucu nezaretinde anlaşmaya varıldığını, bu konuda 04.02.2016 tarihli tutanağın düzenlendiğini belirterek bu belgeye icra edilebilirlik şerhi verilmesini talep etmiştir.
Davalı işçi ise davacı işverence işten çıkarıldığını, çıkış esnasında muhasebeci gelecek ve evrakları hazırlayacak diyerek 7-8 saat bekletildiğini, sonra daha önce görmediği bir şahsın gelip bir masa etrafına oturup işten çıkışı ile ilgili belgeleri imzalattıklarını, arabulucunun kendisiyle hiç konuşmadığı gibi kendisine bir soru sormadığını imzalatılan belgeyi okumasına müsaade edilmediğini, bir örneğinin kendisine verilmediğini, bankaya yatan kısım dışındaki bedelin 2 gün sonra elden ödeneceği söylenmesine rağmen ödenmediğini, sözleşmeyi kabul etmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece bu beyan nedeniyle arabuluculuk tutağının kanuna uygun düzenlenmediğinin iddia edildiği, taraflar arasında bu konuda ihtilaf olduğu bu nedenle arabuluculuk icra edilebilirlik şerhinin verilmesinin uygun bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine verilmiştir.
…işveren ve işçi arasında, işçilik alacakları konusundaki uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarih ve ibra beyanının içeriği dikkate alındığında, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda uyuşmazlık konusu olmadan ve işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde arabuluculuk tutanağı düzenlemişlerdir. Alınan bu ibra niteliğindeki tutanak, tarih ve içeriği itibari ile arabuluculuğa ve niteliği itibari ile de cebri icraya elverişli değildir.
Açıklanan nedenlerle dosyada bulunan anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhinin de verilemeyeceği anlaşıldığından, davalının temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararın bu gerekçeyle ONANMASINA, 08.12.2016 günü oybirliği ile karar verildi.”
İcra edilebilir şerhini mahkemeden talep etmenin bir istisnası yine aynı maddede düzenlenmiştir. HUAK m.18/4: “Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.” şeklindedir. Buna göre, maddedeki şartların sağlanması, yani hem tarafların hem vekillerinin hem de arabulucunun imza etmesi halinde anlaşma belgesi başka bir şeye gerek kalmaksızın ilam niteliğinde olacaktır. Bu düzenleme sonrasında, yukarıda değinilen Yargıtay Kararında olduğu gibi belgenin içeriği değerlendirilmeyecek tarafların imzası bulunması halinde belge ilam niteliğini haiz olacaktır.
Anlaşma belgesinin önemi şuradan ileri gelmektedir: taraflar anlaştıkları hususları ve bunlarla ilgili detayları anlaşma belgesine geçirirler, anlaşılan hususlarla ilgili olarak dava açılamaz. Zira tarafların arabuluculuk müzakere sürecinde anlaştıkları hususlar bağlayıcı nitelikte olacaktır ve sonrasında dava konusu edilemeyecektir.
Sonuç olarak, arabuluculuk süreci zorunlu ya da talebe bağlı olarak gerçekleştirilebilir. Müzakereler sonucunda taraflar ya anlaşacak ya da uyuşamayacaktır. Anlaşamama durumunda herhangi bir sorun olmadan uyuşmazlık dava konusu edilebilirken, anlaşma durumunda icra edilebilirlik şerhi alınması gerekmektedir. Ancak yeni eklenen maddeler ile bu durum kolaylaşmış, arabuluculuk anlaşma belgesi ilam niteliğinde sayılmış, anlaşılan hususların daha sonra dava konusu edilmesinin önüne geçilmiş, bu vesileyle mahkemelerin iş yükünün hafifletilmesi hedeflenmiştir.