İşveren Vekilinin Fazla Mesai Alacağı
4857 sayılı İş Kanunun 63 maddesinde haftalık çalışma süresi en fazla 45 saat olarak belirlenmiştir. Aksi kararlaştırılmadıkça bu süre, işyerinde haftanın çalışılan günlerine eşit olarak paylaştırılmalı ve günlük çalışma saati de 11 saati aşmamalıdır.
İş Kanunu’nun 41. maddesinde fazla mesai düzenlenmiş olup anılan maddede “Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin arttırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir.” hükmü yer almaktadır. İlgili madde metninde belirtilen fazla mesai yapılması için öngörülen sebepler sınırlı sayıda olmayıp örnekseme ile farklı gerekçeler gösterilerek fazla mesai yaptırılabilir. İlgili maddenin 7. fıkrası ve Fazla Çalışma Yönetmeliği’nin 9. maddesi uyarınca işçinin fazla mesai konusunda onayının bulunması gerekmektedir. Ancak işçinin fazla mesai konusunda onayının olması halinde dahi İş Kanunun 41. maddesine göre fazla çalışma süresi yıllık 270 saatten fazla olamaz.
İş Kanunu ve ilgili yönetmeliğin fazla mesaiye ilişkin düzenlemeleri personelin çalışmış olduğu pozisyon bakımından herhangi bir ayrıma tabi tutulmamıştır. Diğer bir anlatımla fazla mesai yapacak personel bakımından beyaz yaka personel, mavi yaka personel, yönetici, müdür vs gibi sınırlamalar getirilmemiştir.
İşveren vekili ise İş Kanununun 2. maddesinde yer alan tanımı uyarınca işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin, işletmenin yönetiminde görev alan kimselerdir. Bizim bu yazımızda ele aldığımız işveren vekili sıfatına sahip çalışan da esas itibariyle beyaz yakalı olarak nitelendirilen işçilerdir. Diğer çalışanlara göre daha yüksek ücret alan özellikle işveren vekili sıfatına sahip bazı beyaz yakalı çalışanlar çalışma saatlerini kendileri belirleyebilmektedir.
Beyaz yakalı çalışanın işveren vekili konumunda olup olmaması noktasında Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca çalışanın işyerinde emir aldığı bir başkasının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla bir yönetici ya da müdürün işveren vekili olarak nitelendirilebilmesi için işe giriş, işten çıkış saatlerini kendi kendine belirleyebilmesi ve bu konuda herhangi bir emir ve talimat almaması kıstas olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/19098 E. 2018/27658 K. Ve 18.12.2018 Tarihli kararında konuya ilişkin olarak;
“Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Mahkemece davacının kapsam dışı personel statüsünde olması, yine işyerindeki ücretinin asgari ücretin 4,67 katı olarak belirlenmiş olması birlikte değerlendirildiğinde davacının işyerinde yapacağı muhtemel fazla çalışma yapacağı gözönünde bulundurularak ücretinin belirlendiği, davacının üst düzey yönetici konumunda çalıştığı, mesaisini kendisinin belirlediği ayrıca fazla mesai yapılması konusunda şirket yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından verilmiş bir talimat bulunmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti alacağı isteğinin reddine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının 2013 yılı 8. ayda insan kaynakları şefi olduğu, üst kadrosunda insan kaynakları direktörü ve şirket yetkilileri olduğundan kendi mesaisini kendisi belirleyen yönetici konumunda olmadığı, tanıklarca davacının kapsam dışı personel olup kart basma zorunluluğu olmadığı belirtildiği halde davacıya ait işe giriş çıkış kayıtlarında kart basılan dönemlerin bulunduğu anlaşıldığından kart basılan dönemde bu kayıtlara itibar edilerek kart basılmayan dönem için ise davacının ... 6. İş Mahkemesi'nin 2014/822 esas sayılı dosyasında bilirkişi raporuna yansıyan beyanları ile tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı gerekçe ile fazla çalışma alacağının reddi hatalı olmuştur.”
şeklinde karar oluşturulmuştur.
Yargıtay’ın güncel tarihli kararında, Yargıtay’ın daha önceden vermiş olduğu yerleşik kararlara atıf yapılmıştır. Buna göre işyerinde üst düzey yönetici konumda olan ve işveren vekili sıfatına sahip çalışan, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Üst düzey yönetici ve işveren vekili konumundaki personele şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan bu personele işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmektedir.
Sonuç olarak;
İşveren vekili sıfatına sahip yöneticinin çalıştığı işyerinde kendisinden daha üst seviyede başka bir yönetici ve şirket ortağı var ise kural olarak çalışma düzenini kendisinin belirlemesi mümkün olamayacağı için fazla mesai ücretine hak kazanacağı kabul edilmektedir.
İşveren vekili sıfatına sahip yöneticinin fazla mesai alacağı belirlenirken; başka yöneticilerinden fazla mesai yapması yönünde açık bir talimat alıp almadığı, maaş ve görev tanımına göre kendi çalışma düzenini belirleyip belirleyemediğine de bakılmalıdır.