Makaleler

Kripto Varlıklar Haczedilebilir Mi?

Mayıs 2021, ERDEMİR&ÖZMEN AVUKATLIK ORTAKLIĞI

Kripto Varlıklar Haczedilebilir Mi?

Milattan önce 7. yüzyılda icat edilmiş olan para, icadından bu zamana kadar medeniyetlerle beraber gelişmiş ve birçok farklı amaç için kullanılmıştır. Para, kişilere mal ve hizmetleri satın alma gücü veren ve gün geçtikçe önemi artan ekonomik bir araçtır. Her dönemde madeni, kağıt ve menkul kıymetler gibi birçok farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. Dünyada paranın hukukî dayanağı esasen iç hukuktur. Buna ek olarak, teknolojinin gelişmesiyle beraber elektronik para, kripto para gibi yeni ödeme araçları da ortaya çıkmaktadır. Kişilerin alım-satım anlamında para gibi kullanılan bu yeni araçları kullanma sıklığının artmasıyla devletlerin bu konuya ilişkin açıklama ve düzenlemeler yapması gerekliliği öne çıkmıştır.

İşbu bilgi notunda; kripto varlık kavramı, kripto varlıkların haczedilip haczedilemeyeceği ve bu haciz işleminin yasal dayanaklarına ilişkin bilgi verilecektir.

Kripto Varlık Nedir?

Ülkemizde 16 Nisan 2021 tarihinde yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”) “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”)’te kripto varlık kavramı açıklanmış olup kripto varlıklar;

“…dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar”

şeklinde tanımlanmıştır.

Kripto para, herhangi bir merkezi bulunmayan elektronik bir para birimidir. Kripto paralar, açık kaynaklı sistemler kullanılarak oluşturulmuştur ve fiziksel dünyada bir karşılıkları bulunmamaktadır. Geleneksel haliyle bildiğimiz kağıt para veya madeni para gibi fiziksel bir varlığının bulunmaması sayesinde kripto paraların küresel işlemlerde kullanımı çok daha kolay ve hızlı gerçekleşmektedir.

Blockchain veya blok zincir teknolojisi, herhangi bir otorite veya merkez tarafından yönetilmeyen ve verilerin dağıtık bir ağ üzerinde saklandığı bir teknoloji olarak tanımlanabilmektedir.. Blockchain içinde yer alan sistemde, işlemler ve veriler art arda tarihsel olarak sıralanır, her bir işlem kendi işlem özetini ve kendinden bir önceki işleme ait “Hash” adı verilen şifrelenmiş özet kodunu taşımaktadır. Bu verilerin tamamı imzalı ve değiştirilemez özelliktedir. İşlemler bu şekilde artarak devam ettikçe, her veri bloğunun kendinden önceki blok ile şifrelenmesi sonucunda birbiri ile bağlantılı zincirler oluşmaktadır.  Açık kaynaklı olması sebebiyle tüm bilgisayarlar, bu işlemleri yapan kişileri ve işlem tarihlerini görebilmektedir ve bu işlemler geri alınamaz şekilde gerçekleşmektedir.

Blockchain teknolojisi kullanılarak oluşturulan bu zincirde işlem yapmış kişilerin kimlikleri, “kullanıcı kimlik numaraları” şeklinde tüm ağ üzerinde kayıtlı bulunmaktadır. Tüm bu kayıtların yer aldığı Hash fonksiyonları belirli bir veriyi içeren çeşitli harf ve rakamlarla sisteme geçmektedir. Bu sayede her biri farklı ve kendine özgü tutulan kayıt sisteminin güvenilirliği ve özgünlüğü sağlanmış bulunmaktadır. Yapılacak en küçük harf değişikliği ile ortaya farklı bir veri çıkacak olması da, blockchain sisteminin güvenilirliği açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır.

Mevcut sistemde, kripto para oluşturmak için kişiler “Mining” adı verilen kripto para madenciliği sistemini kullanarak, elektronik ortamda yazılım ve güçlü bilgisayarlar aracılığıyla problemler çözmekte ve kripto para çıkarma işlemini gerçekleştirmektedirler. Bu nedenle, özellikle belli başlı büyük coinlerin merkezi olmadığına vurgu yapılan kripto paraların ilk örneği 2009 yılında “Bitcoin” olarak piyasaya sürülmüş, uzun yıllar küçük meblağlarla ticari olarak kullanılmıştır. Nitekim günümüzde de Bitcoin, en bilinir coin olma özelliğini halen sürdürmektedir. Bunun dışında, zamanla yeni “Coin”ler ortaya çıkmış, kişiler ve ülkeler kendi kripto paralarıyla ilgili projeler geliştirmeye başlamışlardır. Buna ilişkin çeşitli bildirilerle birçok ülkenin ulusal birimleri ve ulusal kuruluşlarınca açıklamalar yapılmıştır. Bunlardan ülke bazında öncülük yapan ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gelmektedir. Nitekim Blockchain Türkiye Platformu’nun Mayıs 2020’de hazırladığı rapor uyarınca;

“Tüm kripto para ekosistemin toplam piyasa değeri 263 Milyar Dolar’ın üzerindedir”

tespiti ile kripto para piyasasının zamanla ne kadar geliştiği ve gelişeceği bir kez daha vurgulanmıştır. Hal böyleyken, ülkelerin kripto varlıklara bir hukuki statü tanımaları ve kendi iç hukuklarında birtakım yasal düzenlemeler yapmaya başlamaları ileride yaşanması muhtemel belli başlı problemleri önlemek açısından oldukça yerinde olacaktır. Nitekim bu anlamda ülke çapında atılmış ilk adım Meksika Hükümeti’nden gelmiş ve “Fintech Kanunu” adı altında kripto varlıkların kullanımlarına ilişkin bazı düzenlemeler getirmiştir. İlerleyen zamanlarda ülkemiz de dahil olmak üzere, birçok ülkenin kripto varlıklara ve sanal paraya ilişkin yasal düzenlemeler getirmesi ve mevcut düzenlemeleri geliştirmesi beklenmektedir.

Kripto Varlıkların İşleyiş Sistemi

Kripto varlıklar, blockchain teknolojisi ile korunan ve çift anahtar ile şifrelenmiş sistemlerdir. Bu anahtar çiftleri ve buna bağlı olarak kişinin kripto varlıkları, bir kişisel bilgisayar veya akıllı telefon ortamında oluşturulan elektronik cüzdanlarda saklanmaktadır. Elektronik cüzdan sayesinde, kişilere ait hiçbir bilgi paylaşılmasına gerek duyulmaksızın yalnızca para aktarım işlemlerine ait bilgiler aktarılabilmektedir.  Kripto varlıkları muhafaza etmek için ikinci bir yöntem ise kripto varlık alım-satımına aracılık eden kurumlarda/borsalarda hesap açmak ve kripto varlığı bu hesaplara aktararak tutmaktır.

Kripto varlık alım-satımları, kripto para borsaları üzerinden yapılmaktadır. Kripto para borsaları, geleneksel anlamda borsaya benzemektedir. Mevcut sistemdeki reel (itibari) para birimleri yani TL, Dolar veya Euro gibi para birimleri yatırılıp kripto varlık satın alınabilmekte veya tam tersine kripto varlıklar reel para birimlerine çevrilebilmektedir. Gerçek para borsaları ile kripto varlık borsaları arasındaki dikkate değer tek fark, kripto para borsalarında banka vb. gibi bir aracıya ihtiyaç duyulmamasıdır. Bu sistemin avantajı transferlerin kullanıcıların cüzdanları arasında doğrudan, hızlı ve transfer masrafsız işlem yapılabilmesidir.

Kripto Varlıkların Mülkiyeti

Kripto varlıkların mülkiyetine değinmeden evvel, genel anlamda mülkiyet hakkı kavramını açıklamak faydalı olacaktır. Bu kapsamda mülkiyet hakkı, malvarlığına ilişkin bir ayni hak olup Anayasa ve kanunlarla devlet tarafından korunmaktadır. Mülkiyet hakkı, sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilmektedir ve bundan kaynaklanan haklar da mülkiyet hakkı sahibine aittir. Mülkiyet ile beraber zilyetlik kavramı da bu noktada önem taşımakta olup esasen bu iki kavram birbirinden oldukça farklı anlamlar taşımaktadır. Bir durumu zilyetlik olarak tanımlayabilmek için mülkiyete gerek olmaksızın bir eşya üzerinde fiili bir hâkimiyet kurulmuş olması yeterlidir.

Kripto varlıklar yukarıda açıklandığı üzere, kişiler tarafından iki farklı şekilde muhafaza edilebilmektedirler. İlk yöntem, kullanıcının kripto varlığını elektronik cüzdan aracılığıyla muhafaza yöntemi; ikinci yöntem ise aracı kripto para borsalarında yer alan hesaplarda parayı muhafaza etmektir.

Bahsedildiği üzere, kripto varlıkların kağıt veya madeni para gibi fiziksel bir varlıkları mevcut değildir. İnternet ağı üzerine kayıtlı ve zincir sistemi sayesinde şifrelenmiş bir kod olan bu varlık, dijital ortamda e-cüzdan veya USB aracılığıyla saklanabilmektedir. İlk muhafaza yöntemi olan cüzdan içerisindeki veriye ulaşmak ancak kullanıcının sahip olduğu şifre ile mümkün olabilmektedir.

İkinci yöntemde ise; günümüzde Türkiye’de bulunan kripto para borsalarında hesap açma durumunda kullanıcılardan kimlik bilgileri, telefon numaraları, fotoğrafları ve elektronik posta bilgileri talep edilmektedir. Buna ek olarak, hesap sahibine ait söz konusu bu veriler kayıt altına alınıp muhafaza edilmekte ve hesapta muhafaza edilen veriler ile kripto varlık hesaplarının mülkiyetleri kolaylıkla tespit edilebilmektedir. 

Bu bilgiler ışığında görmekteyiz ki, kullanıcıların Türkiye’de aracılık yapan kurumlar vasıtasıyla sahip oldukları varlıkların tespit edilebilmesi mümkün olacaktır.

Ayrıca icra takip işlemleri sırasında aracı kurumlara gönderilecek haciz ihbarnamesi ile borçluya ait hesap bilgileri talep edilebilecek ve buna dayanarak haciz işlemleri gerçekleştirilebilecektir. Ancak kişilerin bu aracı servis sağlayıcılarını tercih etmediği durumlarda malvarlığı ve hesap bilgilerine nasıl erişileceği, kullanıcıdan bu bilginin cebren alınmasının mümkün görünmemekle birlikte ilerleyen zamanlarda aksi yönde bir düzenlemenin getirilip getirilmeyeceği de henüz bilinmemektedir. Konuya ilişkin T.C. Merkez Bankası ve ilgili Kanun’da yapılacak değişiklikler merakla beklenmektedir.

Bununla birlikte, 16 Nisan 2021 tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlanan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”)” uyarınca kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılması yasaklanmıştır.

Yönetmelik’in 4. maddesi uyarınca;

“Ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş modelleri geliştiremez, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunamaz. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Bu düzenleme ile kripto paranın doğrudan bir ödeme aracı olarak kullanılması yasaklanmış ve aracı kuruluşların, ödeme hizmeti sunmaları ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanmaları yasaklanmıştır. Kripto varlıklarla ilgili bu düzenleme kripto varlıkların satın alınmasına ilişkin bir yasaklama niteliğinde olmayıp Türkiye içinde yapılan alım satımlarda kripto paranın ödeme fonksiyonunu, yani internet üzerinden kripto para ile mal ve hizmet alımını hukuka aykırı bir hale getirmektedir.

Kripto varlıkların; devlet kontrolündeki itibari paraların niteliğini haiz olmaması, uluslararası olarak kabul görülen bir para birimi niteliğini taşımaması ve merkezlerinin belirsiz olması gibi nedenlerle güvenilirliğinin sorgulanması hallerinin bu düzenlemenin yapılmasını gerekli kıldığı söylenebilmektedir..

Haciz Yoluyla Takip Kavramı

Borçlu kişinin borçlarını ifa etmediği durumlarda alacaklı kişinin bu borcu cebir yoluyla alması hukukumuz açısından mümkün değildir. Ancak bu borç, devlet yoluyla talep edilebilmektedir. Kamu hukuku veya özel hukuktan doğmuş olması ayırt edilmeksizin ödeme süresi gelmiş olan borcun ödenmesi gerekmektedir. Borçlunun bu yükümlülüğünü yerine getirmediği durumlarda borçlu, icra hukukundaki sistemler yoluyla borcunu ödemeye zorlanmaktadır. Bu gibi hallerde alacaklı cebri icra yollarından haciz yoluyla takibe başvurabilmektedir.

Genel haciz yoluyla takip işlemleri, kanunda belirlenmiş usul kuralları çerçevesinde kişinin paraya çevrilebilen ve devredilebilen malvarlıkları üzerinde haciz konulması ve sonrasında bu malların satılması ile alacak hakkının karşılığı olan miktarın alacaklıya ödenmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir.

İcra ve İflas Kanunu Kapsamında Haczedilen ve Haczedilemeyen Mallar

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda haczedilemez mallar Kanun’un 82. Maddesi ilk fıkrada:

“Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:

1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,

2. Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya,

3. Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri…”

şeklinde haczedilmesi Kanunca yasaklanmış tüm mallar sayılmaktadır.

İşbu Kanun maddesi dışında diğer özel Kanunlar ile haczedilemeyen mallar da mevcuttur;

·        İletişim Kanunu uyarınca telefon numarası,

·        Hayvanları Koruma Kanunu madde 5'e göre evcil hayvanlar,

·        BDDK malları,

·        Belediye Kanunu m. 15 uyarınca belediyenin haczedilemeyen malları, .

·        İlama bağlı nafaka alacağı,

·        Teminat mektubu,

·      Sosyal Güvenlik Kurumu'nun malları, .Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 93. maddesinde emekli aylıkları (İstisnası: nafaka alacağı ve prim borçları,

haczedilemez niteliktedir.

Bu kapsamda, Kanun gereği haczedilemez olarak nitelendirilmiş malların dışında kalan çoğu ekonomik değeri olan malvarlığının icra yoluyla haczedilebileceğini söylemek mümkündür.  

Bununla beraber, kısmen haczedilebilir mallar ise Kanun’un 83. Maddesi’nde sıralanmış olup aşağıdaki şekildedir;

·        Maaşlar,

·        Tahsisat ve her nevi ücretler,

·        İntifa hakları ve hasılatı,

·        İlama müstenit olmayan nafakalar,

·        Tekaüt maaşları,

kripto varlık hizmet sağlayıcıları; belirli bir tutarın üzerindeki her işlem sırasında ayrıntılı kimlik tespiti yapacak ve tutar gözetmeksizin şüpheli işlemler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bildirilecektir. Yukarıda sıralanmış olan malvarlığı unsurlarının haczi ancak kısmen ve kanunla belirlenmiş borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memuru tarafından takdir edilen miktar indirildikten sonra olmak şartına bağlı olarak gerçekleştirilmektedir.

Tüm bunlarla birlikte; kripto varlıkların haczinin mümkün olup olmayacağına ilişkin diğer bir tartışma konusu; kripto varlıkların hangi mal türü veya varlık sınıflandırmasında yer alacağı hususudur.

Kripto Varlıkların Sınıflandırılması Sorunu

Kripto varlıkların, örneğin Bitcoin veya Etherium’un para birimi, emtia, menkul kıymet ya da hisse senedi olarak mı tanımlanacağı bu ekonomik araç gündeme gelmeye başladığından beri tartışılan ve merak eden konulardan biri olmuştur. Kripto varlıkların yukarıda da izah edilen nedenlerle ve ağırlıklı görüşün de desteklediği yönde, para niteliğinde olmayacağı ortadadır. Bu kapsamda Kripto paraların devletler nezdinde ne şekilde tanımlandığı ve hangi kavrama göre cebri icraya konu olacağı ise netleştirilmesi gereken önemli hususlardan biridir.

İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen güncel tarihli bir karar ise; İstanbul 14. İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş haciz ihbarnamesi sonucu kripto para hesabına bloke işlemi uygulanmasına dair karara karşı yapılan itiraz sonucu, mahkeme tarafından kripto para emtia veya menkul kapsamında değerlendiriliş ve haczinin de kanuna ve hukuka uygun olacağına yönelik karar vermiştir.

İlerleyen dönemlerde bu konuya ilişkin verilecek kararların yakından takip edilmesi ve bu varlıkların hangi sınıflandırma kapsamında değerlendirilerek haciz işlemlerinin gerçekleştirileceği hususunun hukuki bir zemine oturtulması hukuki ihtilafların çözülmesi açısından da faydalı olabilecektir.  

Kripto Varlıkların Hacziyle İlgili Açıklamalar

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89’uncu maddesine dayanarak ülkemizde faaliyet gösteren kripto varlık kuruluşuna bir haciz ihbarnamesi gönderilmesinin mümkün olup olmadığı hususu da oldukça merak edilen bir konu olmaktadır. Kripto varlıkların; fiziksel bir varlıklarının olmaması ve kişilerin sanal ortamdaki şifreli cüzdanlarında kripto varlıklarını bulundurması nedeniyle, hangi paraya veya hesaba haciz konulacağı halihazırda güncel bir tartışma konusudur. Bu tartışmanın açıklık bulması ancak devletler tarafından iç hukuklarında işbu konuya ilişkin düzenlemeler ve verilen örnek kararlarla kripto varlıklarının mülkiyetlerinin belirlenmesi ve niteliğine dar tartışmaların sona ile mümkün olabilecektir.  

İcra İflas Kanunu 89. maddesi çerçevesinde kesinleşmiş bir icra takibinin haczine geçildiği aşamada, kişinin zilyetliğinde olan malları ve/veya üçüncü şahıslarda olan ekonomik değere sahip tüm mallarının haczi artık mümkün hale gelecektir. Borçlunun taşınmaz veya taşınır paraya çevrilebilen tüm malları, her türlü hak ve üçüncü kişilerden olan alacaklı bu yolla haczedilebilecektir. Kripto varlıkların varlık sınıflandırmasının yapılması sorunu haciz edilebilme anlamında icra dairelerine ödemenin hangi şekilde yapılacağı noktasında ortaya çıkmaktadır. Bu halde aracı şirketin gerçeğe uygun bilgilendirme vb. yükümlülükleri doğabilecek ve İcra İflas Kanunu madde 89/4 uyarınca ihbarnameye cevap vermemekten sorumlu olabilecektir.  

Kripto varlıkların para niteliğinde olduğunun kabul edilmesi ihtimalinde ise;  kripto varlık bir döviz niteliğinde sayılabilecek ve Kanun’un 88. maddesi çerçevesinde taşınır haczi hükümleri uygulama alanı bulabilecektir.

Kripto varlıkların emtia veya menkul kıymet olarak nitelendirildiği ihtimalinde; takip borçlusunun bankadan olan alacak hakkı gibi bir değerlendirme yapılması gerekebilecek ve haczi Kanun’un 89. maddesine uygun olarak ihbarname düzenlenmesi yoluyla gerçekleştirilebilecektir. Bu şekilde gerçekleştirilecek bir hacizde kripto varlıkların fiziki varlıklarının bulunmaması sebebiyle çıkacak sorunlar için ise uygun bir çözüm getirilmesi gerekecektir.

Yukarıda yapılan açıklamalardaki ihtimaller, kripto varlığın aracı bir kurumda saklanması hallerinde geçerli olacak seçeneklerdir. Bu haller dışında, örneğin kripto varlığın kişisel e-cüzdanda saklandığı durumlarda, cüzdanın kişiyle olan ilişkisinin tespiti ve ispatı, bu cüzdanların yalnızca kullanıcısında mevcut olan bir şifre ile tutulması nedeniyle ortaya çıkacak sorunlara ne şekilde çözümler getirilebileceği zaman içinde ilerleyen teknoloji ve gelişmeler sayesinde çözümlenebilecektir.

Sonuç

Para her geçen gün kişi ve ülkeler bazında önemi artan ve teknolojinin gelişmesiyle beraber alternatifleri ile karşımıza çıkan ekonomik bir değerdir. Para ve para yerine geçen araçların geçirdiği dönüşümler, hem ticari hem de hukuki boyutta yansımalarını bulmaktadır.

Bununla beraber, kripto varlık tanımının da yapıldığı Yönetmelik uyarınca; “itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar” şeklinde tanımlanan kripto varlıkların kullanımlarının artmasıyla buna ilişkin doğan soru işaretleri; kripto paraların hangi değer sınıflandırmasında kabul edileceği, icra takibine konu olup olamayacakları ve konu olduklarının belirlenmesi halinde kripto varlıkların mülkiyet ve haciz işlemlerinin nasıl yapılacağı konuları çerçevesinde şekillenmektedir.

Kripto varlıklarla ilgili tüm bu tartışmaların sona ermesi ise ancak T.C. Merkez Bankası’nın ileride konuya ilişkin yapacağı ek açıklamalar ve İcra İflas Kanunu’nda yapılacak gerekli değişikliklerle mümkün olabilecektir.

Kaynakça

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.2004.pdf

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210416-4.htm

https://www.fatf-gafi.org/media/fatf/documents/reports/Virtual-currency-key-definitions-and-potential-aml-cft-risks.pdf

http://acikerisim.baskent.edu.tr/bitstream/handle/11727/3022/10234495.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Benzer Makaleler

Mayıs, 2021 Avrupa Birliği Yapay Zeka Yönetmeliği Taslağına İlişkin İnceleme
Mayıs 2021 Türk Hukukunda Kripto Varlıklar