Kartel Tazminatında Güncel Durum
Yaşanan Hukuki Süreç
Rekabet kurumu tarafından 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arasında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. Maddesinin 12 banka tarafından ihlal edildiği tespit edilmiş ve bankalara yıllık gayri safi gelirleri üzerinden değişik oranlarda idari para cezası uygulamıştır.
“Akbank, Garanti Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Ziraat Bankası, Denizbank, Finans Bank, HSBC Bank, ING Bank, Türk Ekonomi Bankası, İş Bankası” bankalarını içine alan 12 adet bankanın bir araya gelerek rekabet hukukuna aykırı bir şekilde “mevduat, kredi ve kredi kartı işlemlerinde müşterilerine uygulanacak faiz oranlarının” arttırması konusunda ortak bir karar aldığı tespit edilmiştir. Rekabet Kurumu’nun ilgili kararına karşı açılan iptal davasında Ankara 2. İdare Mahkemesi tarafından 25.12.2014 tarih ve 2014/119 E., 2014/1580 K. sayılı kararıyla, kararın hukuka uygun olduğundan bahisle, davanın reddine karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararının temyizi üzerine inceleme yapan Danıştay 13. Dairesi ise 16.12.2015 tarih, 2015/2445 E., 2015/4605 K. sayılı kararıyla temyiz isteminin reddiyle ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiş böylelikle Rekabet Kurumu kararının hukuka uygun olduğunu ortaya koymuştur. Ancak ilgili karar hakkında karar düzeltme kanun yoluna başvurulmuş olduğundan karar hâlihazırda kesinleşmemiştir.
Birbirinden bağımsız işletmelerin, daha çok kazanç elde etmek ya da başka kuruluşların, işletmelerin rekabetlerini ortadan kaldırmak gibi amaçlarla kurdukları bu birliğe kartel, meydana gelen zarar sebebiyle talep edilecek tazminat kartel tazminatı denilmektedir.
Rekabet Kurumu kararı ile yapılan tespitlere göre söz konusu dönemde konut kredilerinde 15 baz puan, ihtiyaç kredilerinde 10 baz puan ve taşıt kredilerinde de 5 ilâ 20 baz puan faiz artırımı yapıldığı tespit edilmiştir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun‘un 58. maddesi;
“Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır.
Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.”
hükmüne amirdir.
Anılan madde uyarınca, söz konusu dönemlerde yukarıda adı geçen bankalardan konut, araç ya da tüketici kredisi kullanan müşteri/tüketiciler hesaplanacak olan zararın 3 katı kadar tazminatı talep hakkına sahiptir. Tazminatın miktarı, kullanılmış olan kredi tutarı, faiz oranı vb. olgular gözetilerek, mahkemece tayin edilecek bilirkişi incelemesi marifetiyle belirlenecektir.
Konu ile ilgili açılan kartel tazminatı talepli davalarda, mahkemelerce Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin kararının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Karar hâlihazırda kesinleşmemiş olduğundan ve karar düzeltme süreci devam ettiğinden mahkemeler genellikle karar vermekten imtina etmektedir. Ancak, konuya tüketici lehine karar veren yerel mahkeme kararları kararı da mevcuttur. Kartel tazminatı talepli davalara emsal teşkil etmek üzere, bu yerel mahkeme kararlarından kesinleşen ya da konunun esasına ilişkin hukuki değerlendirmenin yapıldığı Yargıtay kararı henüz mevcut değildir.
Açılacak Davalarda Dikkat Edilecek Hususlar
Açılacak dava usul hukuku bakımından dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır. Bunlar yetkili ve görevli mahkeme, açılacak davanın türü ve alacak konusu talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığıdır. Öncelikle, görevli mahkeme konusunda kredinin türü ve ne amaçla çekildiği, kredi çeken kişinin tüketici ya da tacir sıfatıyla hareket edip etmediği hususları uyarınca görevli mahkeme belirlenecektir.
Zararın miktarı mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi ile tam olarak belirleneceğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gerekmektedir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu bir kredi için dava açılması halinde zararın ve tazminat miktarının tüketici hakem heyeti sınırları altında kalması halinde tüketici mahkemelerine değil tüketici hakem heyetlerine başvurulması gerektiğidir.
2019 yılı itibariyle Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvurularda, büyükşehir belediyesi statüsünde olan illerde değeri 5 bin 650 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri, yine büyükşehir belediyesi statüsünde olan illerde değeri 5 bin 650 Türk Lirası ile 8 bin 480 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri ve büyükşehir belediyesi statüsünde olmayan illerin merkezlerinde ve bağlı ilçelerde değeri 8 bin 480 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri görevli olacaktır. Açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi ise genel dava zamanaşımı süresi olan 10 yıldır.